ISPARTA ADLİYESİ

Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut’un Sdü Hukuk Fakültesi Mezuniyet Töreni Konuşması

Genç hukukçular! 
Kıymetli meslektaşlarım! 

Bildiğiniz üzere devlet;  hür ve bağımsız yaşayan bir halkın gelecekte de bir arada yaşama iradesini ortaya koyan, meşruiyetinin kaynağını oluşturan halkının huzuru, barışı, güveni ve refahı için temel hak ve hürriyetleri düzenleyen, bu maksatla varlığını kesintisiz sürdürme eğilimi gösteren, tepeden tırnağa normlarla düzenlenmiş sıkı bir hiyerarşiye ve disiplin hukukuna sahip, kadim ve köklü bir teşkilattır. Bu teşkilatın işlem ve eylemlerini eksiksiz sürdürebilmesi için bilge hukukçulara ve mental olarak iyi yetişmiş devlet adamlarına ihtiyaç vardır. Belki de bu sebeple günümüzde ulus devletlerin en elit yöneticileri hukuk insanlarından oluşmaktadır. Onlar yalnızca yargı mensubu olarak değil, yasama meclisinde ve mülki idare sınıfı içerisinde görev almaktadır. Günümüzde hukukçular seçkin kariyer mesleklerin başında gelmektedir. Bu tespit mesleğin başında olan sizler için büyük bir avantaj teşkil etmektedir.

Ancak iyi bir hukukçu olmak için hukuk mezunu olmak yeterli değildir. Emek verilmemiş, ezberci ve taklitçi bir zihniyet sizlerin önündeki en büyük engeldir. İyi bir hukukçu olmak için sıkı çalışmak, emek vermek, çok okumak, mukayeseli düşünmek, insanın insanla ve devletle olan münasebetlerini düzenleyen normları ve bu normlara esas teşkil eden ilkeleri iyi idrak etmek, bu maksatla doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilecek muhakeme yeteneğine sahip olmak, sahip olduğumuz bu teorik bilgilerden oluşan nazariyemizi yaşamın her safhasına tatbik ederek bizzat tecrübe etmek gerekir. Bütün bu faaliyetler neticesinde elde edeceğiniz hukuk mantığı karşılaştığınız meselelerin çözümünde sizlere daima kılavuzluk edecektir. Meslek hayatınızda karşılaşacağınız meselelerde, o an için meselenin mahiyetini düzenleyen mevzuat bilgilerine sahip olmasanız dahi kazandığınız hukuk mantığı işin başında size doğru ve yanlış olanı ayırt etme, sonrasında ise ihtiyacınız olan bilgiyi nereden temin edeceğinizi öngörme kabiliyeti kazandıracaktır.

Bu ilkeler üzerine inşa edilmiş bir hukuk mantığı sizleri daima özel sektörde veya kamu sektöründe başarıya ulaştıracaktır. Bu süreçte sakın ola ki karamsarlığa kapılmayın. Unutmayın ki kendisini iyi yetiştirmiş bir hukukçu içinde yaşadığı toplumda er ya da geç hak ettiği saygıya ve itibara sahip olacaktır. Okuldan mezun olsak dahi çok geniş kaynaklara sahip hukuk alanında başarılı olabilmek için hukukçuların yaşam boyu sıkı çalışması şarttır. Size düşen azimli ve sabırlı olmaktır. Ancak bilmelisiniz ki; yalnızca müreffeh ve lüks bir yaşamın hayaliyle haz ve hevalarımız için icra ettiğimiz bir meslek bizi yalan dünyanın efendilerinden birisi yapsa da, insanlık erdemlerine hasrolunmayan bir yaşam adalete gönül vermiş bir hukukçunun bakış açısıyla boşa geçmiş bir yaşam demektir. Zira insanlık tarihi unutulup gitmiş zenginlerin değil adaletle hükmetmiş yüce insanların hikayeleriyle doludur.  

İyi bir hukukçu yüksek kazanç elde eden hukukçu demek değildir. Zenginlere mahsus bir ev, lüks bir otomobil, modern eşyalar, şık ve pahalı kıyafetler veya enfes lezzetler üzerine inşa edeceğimiz bir hayat, bu kazanımlar tüketildiğinde yok olmaya mahkumdur. Yüksek gayret ve özveriden yoksun bencil hayaller üzerine yetişen nesillerden büyük bir ülke inşa etmemiz asla mümkün olmayacaktır. İyi bir hukukçu olabilmek için maddi kazanımlardan ziyade manevi bir tatmin şarttır. Bunun için adalete hizmet etmek gerekir. Adalet en çok yöneticilere ve gücü elinde bulunduran karar vericilere yakışan büyük bir erdemdir. Adalet yalnızca hırs ve intikam, güç ve ceza, kazanç ve menfaat, bağış veya af demek değildir. Adalet zalimler karşısında kudretli mazlumlar karşısında merhametli olmaktır, o mizan ve itidalin merkezidir, o yıkıcı değil onarıcıdır. Bilmelisiniz ki; hak ve hukukun, eşitlik ve özgürlüğün ihlal edildiği bir toplumda bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmeye çaba harcayan hakim ve savcılar kadar faili topluma yeniden kazandırmaya çalışan avukatlar da o nisbette adalete hizmet etmektedir. Böyle bir muhakeme içinde iddialar ve savunmalar çarpışacak en nihayetinde bir orta yol bulunacaktır. Adalet orta karardır, haklı olana hak ettiğini vermek demektir. Haklı ile haksızı, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı birbirinden ayıran evrensel mucizenin adı ise vicdandır. O dil, din, ırk, mezhep, sınıf, zümre ve cinsiyet ayrımı yapmadan bütün insanlara iyiyi ve kötüyü gösteren ilahi bir mucizedir. Adına vicdan dediğimiz şey ilahın insana fısıltısından başka bir şey değildir. O sese kulak vermek veya vermemek sizlerin elindedir. Ülkemizin şimdi her zamankinden daha çok adalete ve adaletin tecellisi için çalışan erdemli ve liyakatlı hukukçulara ihtiyacı vardır. Geleceğimiz sizlersiniz. Türk adaleti ya sizin omuzlarınızda yükselecek veya sizin ayaklarınız altında ezilecektir.

Türk kültür ve medeniyetinde hukuk ve adalet daha mistik ve yüce manalar ihtiva etmektedir. O, Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa edilen, Türk Hakanlarının yüksek adaletini temsil eden ve Topkapı Sarayındaki en yüksek mimari yapı olan Adalet Kulesi gibidir. Türk tarihinde adalet Alemlerin Şanlı Melikinin en güzel tezahürü ve insanlık tarihinin en büyük erdemi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle “adalet mülkün temelidir” ilkesi Türk devlet felsefesinin mihenk taşını teşkil etmektedir. Bizim kültürümüzde adalet insan medeniyetinin zirvesidir. Adaletin hakim olduğu bir yaşam tarzını kabullenmek ve içine sindirmek herkesin gösterebileceği bir erdem değildir. Bu erdem en çok hukuk insanları için elzemdir. Bu duygu ve düşünceler içerisinde ben mezun olan bütün meslektaşlarımın adaletli birer hukukçu olmalarını temenni ediyor, kendilerine bundan sonraki yaşantılarında sağlık, esenlik, mutluluk, afiyet, huzur, barış, refah ve başarı diliyorum.

Saygılarımla…

                                                                                                         Mustafa Akbulut 
                                                                                                       Isparta Cumhuriyet Başsavcısı